20

Yeni yılın kutlanmasıyla ilgili tereddütler yaşıyorum son günlerde..
Yeni bir yılın sana getirip senden götürecekleriyle ilgili hiç bir fikrin yokken kutlamalar falan..
Fazlasıyla coşkular,anlamsal yüklemeler..bilmiyorum da 
olmasa da olur gibime geliyor son zamanlarda

:bi fikir.

19

Günümüzde artık komik kaçan bazı tv olayları gözüme çarpıyor.. nedir bunlar?
Örneğin, geçen senelerde keşfedilmiş yetenek olarak dans eden ve hatta bir plajda açlık sınırında hayatta kalmaya çalışıp yarı çıplak haliyle görsel hafızana kazınmış olan tip bir diğer sene modayı parmağında döndüren üstün zevk sahibi joker kişi aniden reklam aralarında da çok başarılı bir ev hanımı ve anne olabiliyor..
Bu nedir?
Akarken doldurma dünyasının yalan yansımaları ve uydurma dünyamızın beyin uyuşukluğu yaratan kombinasyonları..

konu dışı video:
http://video.ntvmsnbc.com/zaman-yolcusu-24-eylul-2011.html

18

18 tam da 18 eylül'e mi denk gelir..
O degil de ağır geldi be.. acısı içimi yaktı da geçmedi,gözümden yaş getirdi.
Su içtim bir bardak soğuk su iç bunun üstüne der gibi geldi
Allahtan uyku yardıma geldi burun falan tıkalı ama aldı götürdü beni 
Gittim turladım semayı ..
Dödügümde sinirliydim daha da geçmedi

http://www.youtube.com/watch?v=HmoIZtA3fYs

Aşk Bu Değil
Aşk bu değil
Yapma güzel
Sen insanı güldürürsün, sen
İnsanı güldürürsün
Sevişirken güzel güzel
Sen insanı öldürürsün, sen
İnsanı güldürürsün
Aşk bu değil
Yapma güzel
Sen insanı öldürürsün, sen
İnsanı güldürürsün

No:17_rev

yazılar kağıttan silinebilirler ama onları üretip kağıda aktaran kağnağını kurutmadan ortadan sonsuza denk kalkmaları beklenemez.

Numara:16

Hükmedilmek en tahammül edemediğim şey benim.Hayatım pahasına hükmedilmeye karşıyım bu elimde değil.Karşımdakinin kim olduğunu gözlerim görmüyor.Deliriyorum böyle beynim,kafamın içinde takla atıyor sanki,gözlerim bulanıklaşıyor.Bu hissedilenlerin en yakınlarınız tarafından bile,olaylara şahit olmalarına karşın,hissedilemediği içinizde alev alev yanıp söndüğü bir duygu biçiminden diğerine savrulup savrulup yine köklerinizden kopamadığımız hayatta. siz napıyorsunuz..?


http://www.youtube.com/watch?v=OhQGbPELgPQ

süper fikir

Her bayanın derdi,makyaj malzemelerinin tamamına aynı anda erişme isteği sonucu ortaya çıkan bir dağınıklık ve karışıklık..
şimdi solda gördüğünüz fikri edindim ve bayağı heyecanlandım hemen ve bir çırpıda anlatmak istiyorum nasıl bişey olduğunu.Elimizde olması gerekenler eski bir resim çerçevesi bunu boyayıp renklendirmek için akrilik boya,sprey yapıştırıcı,metal sac veya pişirme alüminyum folyosu,bir parça kumaş,mini magnetler,sağlam bir yapıştırıcı

Herhangi bir yapı marketten elinizdeki çerçeveye uygun ince bir metal sac kestirin ya da pişirme folyosu kullanın.Elinizdeki kumaşı sprey yapıştırıcı ile metal sacın ya da folyonun üzerine kaplayın ardından çerçeveye bu plakayı yapıştırın.Ardından makyaj malzemelerinizin arka yüzeylerine küçük magnetleri sağlam bir yapıştırıcıyla yapıştırın..


Evet işte hepsi gözünüzün önünde ve bir arada ......
:)

Düşündüm de..

Şimdi şu an kendimden birşeyler naklettiğim www.daralanyazar.blogspot.com isimli adreste herhangi bir takipçim okurum yorum yapanım yok bilindiği üzere..Düşündüm ben bunu kişisel sosyalleştiğim diğer alanlarda bi duyursammı acep yaysam mı fln..  ama vazgeçtm ya o zaman birinin yazdıklarıma yorum yapma ihtimalini düşünür umarsızca yazamam herhalde ağzıma geleni..
bu benim pencerem manzarasını kendim seçtiğim gördüklerimi naklettiğim..
olmaz olmaz bunu değiştirmeyi istemiyorum.
hürmetler.

Yoga, depresyona iyi geliyor

Bostonda yapılan bir araştırmaya göre çıkan sonuçlar gün geçmiyor ki Yoganın bir faydasını daha gün ışığına çıkarmasın.İşte son olanı da depresyon ile ilgili.Deneklerden bir grup 12 hafta boyunca haftada 3 kez 1'er saat yoga yapıyorlar diğer grupta bu süre zarfında sadece yürüyüş yapıyor.Sonuçlara göre MR çekiliyor ve yoga yapanların endişe ve kaygılarda büyük bir düşüş görülüyor ve ruh hallerinde de iyileşme gözlenmiş.
Bunun yanı sıra 83 yaşında bir nine gördüm. o yoga hareketlerini nasıl yapıyor vallahi maşallah..ekliyorum şimdi...

Bahar,yorgunluklar ve bunalımsal salıvermeler-1

Bak bu konudaki  ilk yazımın üzerinden sadece 5 gün geçti vee.. havada asılı güneş,masmavi gökyüzü masaüstündeki derece 26 santigradı gösteriyor .Peki kaldımı o sıkıntılı ve bunalımlı ruh halleri ve gereksiz beden yorgunlukları? tabii ki hayır :)
Eyyy! güneş sen nelere kadirsin!! seni seviyorum hep orada kal :)

Bahar,yorgunluklar ve bunalımsal salıvermeler

Yaaa... insanda, havaların dengesiz sıcaklık değişimlerinden midir? bilinmez de ..
bir böyle çekip çıkılası istekler ,yalnız kalmayı özlemeler,sessizlik arayışları....
Çalışmaya isteksizlik,durmadan...olsa da yeseklik , offlamaların ise ardı arkası kesilmiyor,derin nefes almak isteği..
oturmanın batması , duvarlarda üstüne üstüne gelmeler , kedilerin bebek ağlaması gibi çıkardığı seslerde artışlar *gıcık olunası* çeşitli güzel kuş sesleri "vıcımıcıgıcı vıcımıc cık cık cık"....
işten çıkıp ayakları eve geri geri gitme durumları..
Yalnız bu durumları hafifleten bir durum bilgisi vermek isterim.
Bu "yoga"dır.
Yoga yapın esneyin .. kendinizi sonunda kuş gibi hafiflemiş hissedin ..
Evde de yapılabilen bu esneme pozlarını, kişisel olarak; bir merkeze gidilip disipline olunması daha kolay olduğundan,tercih edilesi oladuğunu da belirtmeliyim.Evde şundan sonra bundan sonra derken disipline olmak konsantreyi bozan birşeylerle karşılaşmamak oldukça zahmetli bana göre...
Selamlar...

Sabah kahvaltısında poğaça

Bu yaşıyor olduğumuz bahar günlerinde malum bir güneşli,bir yağmurlu.Üşürken aynı zamanda terlemeyi başarabiliyoruz.İşte tam da bugünlerde işe gitmeden önceki ev kahvaltılarının, yatakta gözü kala kala son 10 dkya evden çıkabilme ihtimali üzerinde durabilen ey biz şehirliler "alternatif dilde urbans" için güme gittiğini düşünürsek..
Bu açlığı bastıran en yakın dostumuz poğaçalardır..Dereotlusu,peynirlisi,patateslisi.. ılık ılık yemeğe doyum olmaz bir bardak taze çayla...
Fakat;Paylaşmak istediğim asıl şey poğaça yapımında 1000 gr poğaçaya,1000gr katı yağ kullanıldığıdır.Tabii yiyecek maddelerinin toplu üretildiği her yerde olduğu üzere maddi kaygılardan ve maliyeti düşürmek açısından ucuz ve markasız düşük kaliteli malzemeler kullanıldığını da göz ardı etmemek gerekiyor.
Benim tavsiyem bu gibi durumlarda,akşamdan kekinizi yapın,sabah sarın bir peçeteye onu yiyin,en azından içinde hangi malzemelerin olduğunu bildiğiniz lezzetli mi lezzetli bir şeyler yemiş olursunuz.
Ben öyle yapıyorum ;)
Hürmetler..

en önemlisi sağlık sağlık sağlık

Şimdi bazı kısa bilgiler aktarmak amacıyla bu klavyenin üzerindeki harfleri tuşluyor olduğumla söze başlarsam.
Son günlerde sağlığımızla oynanan oyunlar,türlü hileler ve dürüst olmayan gayri ahlaki satış politikaları'ndan da söze etmeme bilmiyorum ihtiyaç olur mu?
Neyse kısayoldan söyleyeceklerimi izninizle bir yazayım ben...
-antibiyotik kullanıyorken bol yoğurt tüketmemiz gerektiğini ve böyle bağırsaklarımızda yaşayan ve faydalı olan ve antibiyotik alımıyla yok olan faydalı bakterilerimizin kayıplarından en az şekilde etkilenebileceğimizi hatırlatmak istiyorum.
-Bol yoğurt demişken bu yoğurdun ev yapımı olması gerektiğinin üzerinde, uzmanların hassasiyetle durduğunu da belirtmeden geçmemeliyim.
-Ayrıca serbest dolaşan " free range de denen" tavukların yumurtalarını tüketmeye çalışmamız gerekiyor.
-Tavuk eti açısından da elbette bunu mümkünse en doğalından ve yani organik olan cinsinden tercih etmek gerekiyor fakat sizlerin de bilebileceği üzerine bu böyle organik ismi bir sektör oluşturuyor ve oldukça pahalı olabiliyor.Bu sebeple iyisini yiyemiyorsak eğer yemesek nasıl olur?
....paylaşımlarım sürecek

şehirden haberler bi de benden

yaa ne uzun zamandır yazmamışım diycem amma şubatta bişeler vızıldamışım da ben..
Bu blogger tasarım fln ne zaman değişmiş...biraz geri kalmışım ve şunu anladım ki hergün girilmeli ve akılda birikenleri bi boşaltmalı bu  zemine..oo mesela bugün neler olmadı neler bu güzide şehirde fırtınalar hortuma benzer uçuşmalar,ayağı yerden kesilmiş çatılar ooohoo denizde,karayolunda mahsur kalanlar,sallanan birinci köprü meselaaa..Dünyamızın manyetik hızı arttığından üst üste doğa olayları yaşadığımıza dair sesler var.işte dklar içinde tadı kaçabiliyor bu dünyanın an meselesi yani..
hürmetler.....

Halil Sezai

Adamın hayattan bıkmışca ve ağır depresif biri gibi şarkı söyleyen sesini, şarkısının sonuna kadar dinleme yetisini henüz gösteremediğimi bildiriyorum.Hatta takıntı yaptım her ortamda konusunu açıp beğenen bir eşe dosta rastlayabilme ihtimallerim üzerine gidiyorum fakat öyle birini bulamadım.
Listelere bakıyorum çok da dinleniyor..
Gerçi yola çıkmış birinin yoluna taş koymak adet olmamalı, sevenleri madem var yolu da açık olsun diyebilmeli insan deyğmi muhterem...

Reklam notu

Acaba reklamlarda izlediğim gsm operatötürünün 15-18 yaşları arasındaki çocukların kendi başlarına yeni hat alabilmeleri fikrini kim buldu? bu reklamı ilk izlediğimde aklıma, belki biraz kötümser ya da paranoyakça ama  ergenlerin,ailelerinden gizli hat sahibi olabilecekleri fikri geldi..
Maymun iştahlı ergenlerin bir hevesle aldıkları hat sayılarındaki artıştan yola çıkılırsa herhalde kişi başına 3-5 hat düşebilir.

yeniden..

Yazmadığın kadar soru işaretisin ya ?
uzak kalıp içinde yaşayıp aktaramadan kapadın üstünü kimse duymazsa öğrenemez ki dedin
şimdi ve bugün şuanda nasıl bir susamışlıkla yazmaya çalışıyorsun daha fazla tutamam hayattaki paylaşılacakları ve yazınca hafiflettiğin bu iç daralmarı da özgürlük isyanlarından kurtuluyorlar hadi yol açıp gidecekleri yere savurmaya başlayalım bu kelimeleri...